
NUN Eğitim ve Kültür Vakfından Anlamlı Destek:
“yetimi koruyup gözetenle cennette böyle yan yana olacağız.” hz. muhammed nun eğitim ve kültür va...

Ramazanın Işığını Yakala!
ramazan tüm heyecanıyla geri geldi... faziletleri ve merhametiyle bizi kuşatan ramazan'ı gelin bi...

Okul Tanıtım Günü
nun okullarında tanıtım günleri başlıyor! farklı kültürlere ve bakış açılarına saygı duyan, kişi...

NUN Okulları öğrenci kabul süreci başladı!
öğrencilerin akademik başarıları kadar “iyi insan” olma yolculuğunu da önemseyen nun okullarında ö...

NUN Çocuk Atölyeleri
drama ve yazarlık atölyesi bu atölyede çocuklarımız: hayal güçlerini kullanarak özgün hikây...
Prof. Dr. Halil Berktay NUN Okullarındaydı
Her ayın son Cuma günü gerçekleştirdiğimiz NUN Buluşmalarının Ekim ayı misafiri tarih profesörü Halil Berktay’dı. Buluşma tarihinin 29 Ekim’e yakın olması sebebiyle, Berktay’ın konuşmasının odağında Cumhuriyet’in ilanını hazırlayan süreç vardı.
Berktay’ın, sözlerine “Kurtuluş Savaşı” ifadesinin niçin yanlış olduğunu açıklayarak başlaması oldukça dikkat çekiciydi. Öğrencilerimize, genel kabullere karşı eleştirel yaklaşmanın önemini hatırlatan bu detay, şu cevapla anlam kazandı: “Osmanlı devleti hiçbir zaman tam anlamıyla bağımsızlığını yitirmemişti. Yitirmeye çok yaklaşmıştı, ama kaybetmemişti. Bu sebeple “millî mücadele” verildiğinin altını çizmek daha anlamlıdır, “kurtulduğunu” söylemekse yanlış bir ifadedir.”
Berktay’ın ilgi çeken konuşmasında, kabul görmüş ve yaygın kullanılan bir ifadenin eleştirildiği tek örnek bu değildi. Ünlü Profesör, Millî Mücadele sürecinde pek üstünde durulmayan bir noktanın daha önemine işaret etti. Bunun içinse hemen herkesin tarih kitaplarından aşina olduğu bir görseli incelemeyi tercih etti:
Türkiye Cumhuriyeti’nin harf inkılabından sonra yayımlanan ilk Latin harfli ansiklopedisi olan Hayat Ansiklopedisi’nden seçtiği yukarıdaki fotoğrafı mercek altına alarak şunları söyledi: “Bu karede bir düzen görüyoruz. Okları, yayları, mızrakları yok, ilkel yöntemlerle değil, belli ki modern silahlarla savaşıyorlar. Yerel eşkıyalar, efeler gibi de değiller, düzenli bir orduya mensup oldukları her hâllerinden, sakal tıraşlarından dahi belli. Vücut dillerinden ise sakinlik ve tevazu içinde olduklarını anlıyoruz; birbirlerine çok yakın durmuşlar, benzerler ve eşit görünüyorlar.” Berktay, fotoğrafı detaylı bir şekilde inceledikten sonra ordunun, 19. yüzyıl Osmanlı’sında yapılan modernleşme reformları sayesinde bu düzene ulaştığının altını çizdi.
Berktay, bağımsızlık adına tarihte benzer mücadeleleri vermiş başka ülkelerden örnekler vererek Anadolu’daki mücadelenin son derece “erken gerçekleştiğine” ve “hızlı sonuçlandığına” dikkat çekerek sözlerini tamamladı. Dinleyicilerde yeni farkındalıklar oluşturan bu kıymetli konuşmasının ardından, öğrencilerimizin merak ettiklerini ilgiyle ve tüm derinliğiyle cevapladı.