NUN Çocuk Atölyeleri
drama ve yazarlık atölyesi bu atölyede çocuklarımız: hayal güçlerini kullanarak özgün hikây...
Okul Tanıtım Günü
nun okullarında tanıtım günleri başlıyor! farklı kültürlere ve bakış açılarına saygı duyan, kişi...
NUN Okulları öğrenci kabul süreci başladı!
öğrencilerin akademik başarıları kadar “iyi insan” olma yolculuğunu da önemseyen nun okullarında ö...
NUN’da İyi İnsan Yetiştirme Hayalimize Ortak Olmak İster misin?
nun okullarında; kendi değerlerine bağlı, kültürlerarası anlayış ve saygı sahibi, tüm dünyaya iyil...
Ural Ataman Klasik Otomobil Müze Gezisi
1. sınıf öğrencileri, "bulunduğumuz yer ve zaman" teması kapsamında gerçekleştirilen etkinlikte, g...
NUN Buluşmalarında Bu Ay: Doç. Dr. Murat Salim Tokaç
Günümüzün önde gelen ney ve tambur sanatçılarından Murat Salim Tokaç, NUN Buluşmalarında Mart ayı konuğumuzdu. Müziğin ve “bizim müziğimizin” tanımından, icra ettiği parçaların kalp ile akıl arasında nerede durduğuna dek pek noktaya değinen sanatçı, sözlerine hocası Cinuçen Tanrıkorur’dan bir eser icra ederek son verdi.
Her ayın son cuma günü, lise öğrencilerimizin moderatörlüğünde gerçekleşen NUN Buluşmalarımızın bu ayki konuğu Doç. Dr. Murat Salim Tokaç’tı. Ney ve tambur üstadı olarak bilinen sanatçı, aynı zamanda mikrobiyoloji alanında doktora sahibi bir hekim. Babasının da hekim bir müzisyen olarak “ilk hocası” olduğunu belirten Tokaç, konuşmasında hoca-talebe ilişkisinin ve hayatta daima ilim talep eden kişi olmanın değerini sıkça vurguladı.
Dede Efendi’nin “Musiki öyle derin bir deniz ki ben ancak paçalarımı sıvadım, hâlâ giremedim.” sözünü hatırlatan sanatçı, bir müzik dehası olan ve pek çok kıymetli eser üreten Dede Efendi’nin dahi kendisini yolun başında görmesine istinaden “Gerçek ustalar usta sözünü kabul etmez, onlar hayatta daima talebe olmaktan hoşnuttur.” dedi. Hocalarının kendisine sarf ettiği emeğin kıymetini ise “Hayatımdaki en değerli anlar, hep hocalarımla geçirdiğim vakitlerdir.” sözleriyle ifade etti.
Müziğin ve “bizim müziğimizin” ayrımına dikkat çeken sanatçı; “Sanatı, kişinin kimliğini de belirler. Eğer kendi müziğimizi tanımazsak, durmadan açıldığımız o deryada geri dönüş yolumuzu, karayı bir türlü bulamayız. Kendimizden de uzaklaştıkça uzaklaşırız.” şeklinde bir benzetme ile konuyu derinleştirdi. İcra ettiği müziğin akıl ile kalp arasında nerede durduğu sorulunca ise müziğin her ikisinden de ayrı olamayacağını, akıl olmadan yalnızca duyguların yetmeyeceğini, bunun da “karadan uzaklaşmak” olacağını belirtti.
Kendisinin zarafetinden bir hayli etkilenen öğrencilerimizin sorularını samimiyetle cevaplayan Tokaç, programın finalinde hocası Cinuçen Tanrıkorur’un “Tarla Dönüşü” isimli parçasını icra ederek sahneden ayrıldı.